Televizyonu Evimizden Kaldıramıyorum, Eşim ve Çocuklarım İstemiyor?

Loading

Suâl: “Evimizde televizyon var. Ben Risale-i Nurları tam olarak tanımadan ve okumaya başlamadan önce almıştık. Okudukca bu aletin ne kadar zararlı olduğunu anladım. Kaldırmak istiyorum yalnız eşimi ve çocukları razı edemiyorum, tavsiyeniz nedir?”

Televizyon, iki taraflı bir onay ile evinize dâhil olduğundan, bu hassâsiyete dikkat ederek hareket etmeniz iyi olur. Yoksa emrîvâkî ve baskı ile olur, o da daha başka zararları ne’tice verir.

Risâle-i Nûr’ların size açılmış olması ve en önemlisi de bir Cemaate gidiyor olmanız, bunları farketmenize mühim bir vesîle olmuş ancak eşiniz için henüz bu durum teşekkül etmemiş. Sizin gördüklerinizi göremeyecektir. Zaman ve sabır ister..

Eşiniz ve evlâdlarınız için çok duâ ediniz, Cenâb-ı Hakk’tan (cc) isteyiniz. Duâlarım kabûl olmuyor demeyiniz zirâ ilgili bahisleri Risâlelerden hatırlarsınız.

Televizyonu ortadan kaldırmak birden mümkün olmuyorsa, bu işleri tedrîcî olarak yapmamız lâzım. Aynı usûlü bize Kur’ân-ı Azîmü’ş-şân’da ders veriyor. İçkinin yasak edilmesi ile ilgili âyetleri hatırlayınız.

Eşiniz ile şu tarzda konuşmanızı tavsiye ederim: Televizyondaki programlarda seçici olmanın, hem bizim için, hem de çocuklarımızın yetişmesi için çok lâzım olduğunu ve bu tavsiyelerin aynı zamanda doktorların, aile hekimlerinin, pedagogların da tavsiyeleri olduğunu ve gerekirse bu husûsta yazılmış kitapları birlikte okuyabileceğinizi söylersiniz.

Yuvanızı, birlikte inşâ ettiğinizi nazara verirsiniz. Hem ilişkinizi, hem birlikteliğinizi, hem de çocuklarınızı daha iyi yetiştirmek adına ‘kendimizi geliştirmemiz iyi olmaz mı’ diyerek soru yöneltebilirsiniz. Bu sizin daha sonra atacağınız adımların ve getireceğiniz teklîflerin kabûlünü kolaylar. Ve çocuklarımıza doğru olanı verebilmek için, anne-baba olarak en önce  ‘biz’ örnek olalım diyebilirsiniz.

“Televizyonda her yayınlanan şeyi seyretmeyi doğru buluyor musun?” diye eşinize sorabilirsiniz. Buna ‘evet’ cevâbı alacağınızı sanmıyorum. Bu durumda seçici olmak lâzım geldiğini eşiniz de kabûl etmiş olur. Bunun üzerine, televizyonda seyredecekleri programları içeriklerine göre belirleyemeyi teklîf edebilirsiniz. Hatta ilk etapta, haftada üç program seyredecek şekilde seçim yapmalarını önerebilirsiniz. Yâni eşiniz üç program ve çocuklarınız da üç program belirleyecekler. İlk adımı bu tarz ve fazla zorlamadan atabilirsiniz.

Böylece hem seçici davranmış olacağınızı, hem kalan zamanda aile olarak birbirinize zaman ayırabileceğinizi ve hatta çocuklarla birlikte oyun oynayabileceğiniz ortamları oluşturabileceğinizi söylersiniz. Çocuklarınızın da hoşuna gidecek oyunları tertîb etmeniz pek güzel olur. Bunları yapmanın, çocuklarınızla aranızdaki bağı ve eşinizle aranızdaki muhabbeti daha da ziyâdeleştireceğini anlatırsınız ve berâber hareket etmek için eşinizi güzel bir dil ile teşvîk edersiniz.

Bu aşamaya gelebilirseniz, TV’nin kapalı olduğu vakitlerde mutlaka aileniz ile birlikte ortak paylaşımlarda bulunmalısınız. Birbirinizle hoş vakitler geçirebilmelisiniz. Eğer her biriniz bir köşeye çekilirseniz muvaffak olamazsınız. TV tartışmalarını yeniden yaşarsınız.

Size ayrıca bir tavsiyem de, bu süreçte mutlaka çocuklarınızın eğitimi ve gelişimi husûsunda yazılmış uzman kişilerin (pedagog ve âile koçları) kitaplarını alın. Ve eşinize birlikte okumayı teklîf edin ve kitapları aranızda paylaşın. Birini eşinizin okumasını ve notlar çıkarmasını, diğerini de sizin okuyacağınızı ve notlar çıkaracağınızı söyleyerek müşterek bir çalışmayı başlatın. Bu şekilde eşiniz ile de ortak paylaşımlarınız artmış olur ve berâber bir takım olarak araştırma yapmaya başlamış olursunuz. Bunun kişiliklerimize yerleşmiş olması çok önemli.

Bu sâyede, evinizde yeni bir süreci de başlatmışsınız demektir. Allah’ın cc izni ile, zaman içinde çocuklarınız üzerinden birçok hakîkati görmenize vesîle olur. Sonrasında anne-baba olarak kişisel gelişim kitaplarından bâzılarını alır okursunuz. Zamanın kıymetini bilme, hedefler koyma tarzında kitaplar, sizi birlikte çalışmalar ve araştırmalar yapmaya alıştırır ve bu süreci de zevkli kılar. Eşinizin âleminde farkındalıklarının sayısı arttıkça, Müslümanlığınız, âhiretiniz ve dîniniz için de aynı çalışmaları yapmanın yol taşlarını döşemiş olursunuz. Böylece adım adım Risâle-i Nûr üzerine de birlikte çalışmalar yapabilecek aşamaya gelirsiniz. Niyetiniz ‘hayır’ olursa, âkibetiniz de ‘hayır olur’ inşâallah.

Yalnız birkaç husûsu hatırlatayım:

Bu süreç içinde rastgele zamanlarda televizyonun açıldığını görebilirsiniz veya farkedebilirsiniz, bu durumda bunu olgunlukla karşılamalısınız. Ve üç program kuralını güzelce hatırlatırsınız. Feverân edip, bağırmak-çağırmak olmamalı.

Eğer evde hep birlikte vakit geçirmekten keyif alınırsa, zaman içinde eşiniz de, çocuklarınız da ‘birlikte olmayı’,  televizyon başında oturmaya tercîh edeceklerdir.

İletişim çok önemli. Neyi, niçin yapıyoruzu anlatabilmek ve anlamalarını sağlayabilmek. Bunları mümkün mertebe uzmanların izâhlarından, kitaplarından görmelerini sağlamak. Çok az kişi, eşinin (koca veya hanım) nasîhat etmesinden rahatsız olmaz. Bu nedenle, bunları uzmanların kitaplarından öğrenmesi ve farketmesi daha isâbetli olur. Hem haklı olduğunuz mes’elelerde de hiçbir zaman kendinizi öne çıkarmayın. Eşimiz de olsa, herkeste bir parça enâniyet bulunur, tahrîk etmemek lâzım. Haklı olmamız değil, hedefe ulaşabilmemizdir önemli olan. Her zaman herşeyi berâber öğrenin veya bu havayı mâbeyninizde oluşturun.

Cenâb-ı Hakk cc sizleri muvaffak eylesin.
Selâmet ve hayır diliyorum..
Ersin Miman