“Her şeyin içine melekût, dışına da mülk denir. Bu îtibârla insân ile kalb, birbirine hem zarf, hem mazrûf olur. Çünki insân mülk cihetiyle kalbe zarf olur. Melekût cihetiyle de mazrûf olur. Bu kâide arş ile kevn hakkında da tatbîk edilir. Şöyle ki: …”

Bu bahsin izâhını isteyen kardeşlerimiz vesîlesiyle yazıldı. Evvelâ ilgili bahsi aktaralım: “İ’lem Eyyühel-Azîz!Her şeyin içine melekût, dışına da mülk denir. Bu îtibârla insân ile kalb, birbirine hem zarf, hem mazrûf olur. Çünki insân mülk cihetiyle kalbe zarf olur. Melekût cihetiyle de mazrûf olur. Bu kâide arş ile kevn hakkında da tatbîk edilir. Şöyle ki: Arş; … “Her şeyin içine melekût, dışına da mülk denir. Bu îtibârla insân ile kalb, birbirine hem zarf, hem mazrûf olur. Çünki insân mülk cihetiyle kalbe zarf olur. Melekût cihetiyle de mazrûf olur. Bu kâide arş ile kevn hakkında da tatbîk edilir. Şöyle ki: …” okumayı sürdür